Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Özen Öz Gül, “20 Ekim Dünya Osteoporoz (Kemik Erimesi) Günü” ile ilgili hastalara ve çalışanlara bilgilendirmelerde bulundu.
Öz Gül, osteoporoz ve ilgili kas-iskelet sistemi hastalıklarının önlenmesi, teşhisi ve tedavisi konusunda küresel farkındalığın artırılması amacı ile her yıl “20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü” olarak anıldığını açıkladı.
Osteoporoz (Kemik erimesi) kemik dokusunun yoğunluğunun azalması ve mikro yapısının bozulması ile karakterize, kırık riskinin arttığı metabolik bir kemik hastalık olduğunu belirten Öz Gül, Kemik erimesinin her yaşta görülmesiyle beraber genellikle erişkinlerde görüldüğü ve ileri yaşlarda bireylerin karşılaştıkları en önemli sağlık problemlerinden biri olduğunu söyledi.
Öz Gül, menopoz sonrası dönemde yaygın olarak görülen osteoporoz, sadece kadınların hastalığı olmayıp, erkekleri de etkilediğini belirtti. 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birinin ve her 5 erkekten birinin hayatının bir döneminde kırık yaşayacağının öngörüldüğünü söyledi.
Osteoporoz nedeniyle oluşan kemik kırıkları, yaşam kalitesini bozmakta, kişinin hareket kabiliyetini kısıtlamakta, başkalarına bağımlı hale gelmesine neden olduğunu vurgulayan Öz Gül, “Kemik erimesi olan birçok hasta, küçük bir düşme veya çarpmadan sonra bir kırık gelişinceye kadar hastalıklarından haberdar olamadığı için genellikle ‘’sessiz hastalık‘’ olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca önceki bir kırık, özellikle ilk iki yılda olmak üzere herhangi bir kırık riskinin %86 oranında artmasıyla ilişkilidir. Yani bir kırık sonraki kırık için büyük risk yaratmaktadır” diye konuştu.
Osteoporoz önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Çocukluktan itibaren düzenli beslenme ve egzersiz ile osteoporozun önlenebileceğini, belirten Öz Gül, sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat edileceğini, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılması, yeterli miktarda kalsiyum, protein ve D vitamini alınmasının yanı sıra düzenli fiziksel aktiviteler ve açık havada zaman geçirmenin de bu hastalığı önlemede önemli katkı sağlayacağını ifade etti.